Ekonomik krizle bağlantılı bu tabirlerden özellikle de stokçuluk sadece vatandaşın değil devletin tepesindeki insanların da yakındığı bir tabir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada bu konuda tepkisini dile getirerek “Hem ellerindekine el koyacağız hem de cezai müeyyideleri yüksek tutacağız” demişti.
Türk Dili Kurumu (TDK), stokçuluk terimi kökü olan “stok” için “yığılım”, “stokçu” için de “stok yapan kimse, istifçi” tanımını yapıyor.
Stoklama topluma zarar verici olarak görülüyor
Yani gelecekteki fiyat farklılıklarından faydalanmak için önceden tedarik edilen malların satışa sunulmayıp bekletilmesi stokçuluk olarak ifade ediliyor.
Stoklama, ihtiyacı olanların ürünlere ulaşmasını engelleyeceği için topluma zarar verici olarak görülüyor.
Peki stokçuluğun dinde yeri nedir? Erdoğan’ın da “dinimizde haram” dediği stokçulukla ilgili İslam dini bir müeyyide uygulamayı öneriyor mu?
Independent Türkçe’de yer alan habere göre, bir vatandaş Alo 190 Fetva Hattı’nı arayarak “stokçuluğun” dini hükmünü sordu.
Dinimiz stokçuluğu yasaklamıştır
Uzman din görevlisi, vatandaşa karaborsacılık ve stokçuluğun İslam dinine göre haram olduğunu söyledi.
“Dinimiz stokçuluğu yasaklanmıştır. Malum bu durum haramdır” diyen din görevlisinin verdiği bilgiye göre Allah ve Peygambere inanan bir Müslüman’ın topluma zarar vermek adına sırf kendi malının değeri yükselsin diye daha yüksek bedel ile mal satmak için karaborsacılık ve stokçuluk (istikar) yapması hem dini hem de ahlaki değerlerle örtüşmez.
Ayeti kerimelere bakıldığında ticari işlerde ya da günlük meselelerde de tabirin tek tek veya kelime kelime geçme şartı bulunmadığın dile getiren uzman, “Biz ayetlerin genel hükmünden mesela ticaret ile alakalı ayetlere bakıp genel hükümden uygun mu değil mi gibi alim, mezhep imamlarımız ve din işleri yüksek kurulundaki hocalarımız birtakım fetva ve hükümler çıkarıyoruz” dedi.
Bakara Süresi 188. ayeti kerimede “Ey iman edenler mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin” denildiğini hatırlatan din görevlisi, “Şimdi mallarınızı haksız yere yemeyin deyince ticaret ile alakalı bunun içerisine karşı tarafa zarar veren, haksızlık yapan, faiz de bunun içine girer, istikar dediğimiz stokçuluk da bunun içine girer. Bunun gibi karşı tarafın rızası olmadan bir taraf yarar sağlayıp diğer tarafa zarar veren her türlü ticari muameleyi bunun içerisine dahil etmemiz mümkün” diye konuştu.
Konuyla ilgili birçok ayeti kerime ve hadisi şerif bulunuyor
“Bu durumda istikar dediğimiz karaborsacılık ve stokçuluk da malı haram ve haksız yol ile kenarda bekletmek, ihtiyaç varken piyasaya sürmemektir” diyen uzman din görevlisi, “Dolayısıyla Bakara Süresi veya benzer ticari muamele ve mallarla alakalı Nisa Süresi 161. ayeti, Araf Süresi 85. ayeti kerimesi birçok ayet var. Bunlar dediğim gibi genel hükümler olarak haksızlık ile ilgili ayeti kerimelerdir” ifadelerini kullandı.
Peygamberimiz stokçuluğu lanetlemiştir
“Bu ayetlere baktığımız zaman bir haksızlık olduğu ortada” ifadesini kulanan din görevlisi şunları kaydetti:
Stokçuluk bir zarar söz konusu olduğu için bu ayetin kapsamına dahil ediliyor. Yani malları haksız ve haram yolu ile yemeye giriyor. Dolayısıyla mala haram bulaşmış oluyor. Bu mal helal yol ile elinize geçmiş olsa bile stokçuluk yapıldığı takdirde mala haram karışmış oluyor.
Hadisi şeriflere bakınca da istikar kelimesinin geçtiği pek çok hadisi şerif var. Bir ker hadislerde açık açık kelime olarak geçiyor ve stokçuluk lanetlenmiştir. Örneğin bir hadiste “bir kimse Müslümanların yiyeceğini depolar, onları piyasaya sürmezse Allah onu hastalık ve iflas ile karşı karşıya getirir” deniliyor.
Malımızdan zekat verildiğinde görüntüde maldan azalma gibi görülüyor ama dini olarak düşünüldüğünde aslında malı bereketlendiriyor ve temizliyor. Stokçuluk ise bunun tam tersidir. Aslında mal çoğalıyor gibi görünüyor ama rızkı ve bereketi götürüyor ve iflas ile karşı karşıya gelebiliyor.
Sonuç olarak, stokçuluk ne durumda haramdır; insanların ihtiyaçları varsa ve ihtiyaç anında sırf parasal değeri yükselsin diye onları piyasaya sürmemek yani stoklamak haramdır. Stokçuluk veya karaborsacılık hem değerlerimizle bağdaşmıyor hem de ayeti kerimelerin genel hükmü ve hadisi şeriflerde birebir geçiyor. Dolayısıyla piyasada ihtiyaç varsa kişi sırf kendi yararını düşünüp toplumun zararına sebep oluyorsa malını stoklaması caiz değildir, haramdır. Peygamberimiz stokçuluk yapanı lanetlemiştir. Bunun dünyada da ahirette de cezası vardır. Stokçuluk haramdır. Çünkü kamu hakkı söz konusu. Adam kendi menfaati için bir sürü insanı mağdur ediyor. Dinde ticaret adına böyle bir şey olamaz.
Dinimiz her türlü sahtekarlığı yasaklar
Diyanet İşleri Başkanlığı geçen yıllarda da stokçuluk konusuna değinmişti.
Yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanılmıştı:
“Çalışmak, hayatımıza huzur ve bereket getirir. Allah’ın verdiği aklı, bedeni ve yüreği kullanarak, O’nun razı olacağı işlerde çalışmak, kul için şereftir. Mümin, sürekli kendini yenilemeli, ‘iki günü eşitse zararda olduğunu’ bilmelidir. Dinimiz; tembelliği, sorumsuzluğu, çalışmadan kazanmayı hedefleyen her türlü sahtekârlık girişimini yasaklar. Toplumun ahlaki değerlerini hiçe sayarak güven ve huzurunu bozan rüşvet, tefecilik, stokçuluk, karaborsacılık ve alışverişte hile gibi haksız kazanç yollarına kesinlikle izin vermez. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.), ‘Sizden birinizin urganını alıp dağa giderek bir bağ odun getirip satması ve böylece Allah’ın onun itibarını koruması, bir şey verip vermeyecekleri belli olmayan kimselerden dilenmesinden daha hayırlıdır’ buyurmuştur.”