Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, TELE 1’de konuk olduğu Mercek programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Son günlerde kamuoyunun başlıca gündem maddelerinden biri haline gelen Türkiye Gençlik Vakfı’na (TÜGVA) ile ilgili iddiaları değerlendiren Özcan, Türkiye’nin sivil toplumda bir demokratikleşme meselesi olduğunu dile getirerek bu sorunun bugüne ait olmadığının altını çizdi. Özcan, bu problemle ilgili olarak parti programında yer verdiklerine dikkat çekerek, programdan şu cümlelere yer verdi: “Sivil toplumla ilgili en önemli sorun alanı da kamu ve devletle geçişken ilişkilere sahip kurumların oturduğu düzlemdir.”
Her konuda olduğu gibi kantarın topuzunu kaçırdılar
“Türkiye, nasıl ki siyasetinde bir demokratikleşme, hesap verilebilirlik, şeffaflık sorunu yaşıyorsa çok benzerini sivil toplumda da yaşıyor, hep yaşadı” diyen Gelecek Partisi Sözcüsü, AK Parti – MHP koalisyonun bu alanda da kantarın topuzunu kaçırdığını belirterek “Yoksa her zaman böyleydi. Her zaman güç temerküzünün merkezi haline gelmişlerdi bunlar. Yoksa her zaman devletin vakıflarla, sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkileri vardı. Nitekim başımıza ne bela açtığını 15 Temmuz’da gördük. Bu meseleyi bir demokratikleşme parantezinde görmek lazım” değerlendirmesinde bulundu.
Elimizde ‘Faiz düşerse enflasyon da düşer’ diyerek siyaseti güçlendirmeye çalışan bürokratlar kaldı
Devlet – Sivil toplum ilişkisinin demokrasi parantezinde ele alınmadığında siyasi gücü elinde bulunduran tarafın STK ve vakıfları kendi istediği doğrultusunda şekillendirdiğinin altını çizen Serkan Özcan, “Her şeyden önce benim güçlü olduğum dönemde bana inanan, benim olmasını istediğim gibi olan gençler avantajlı oluyor. Bir hükümetin bir ülkeye yapabileceği en büyük haksızlık bu. Türkiye’de dininden, dilinden, ırkından, mezhebinden, siyasi görüşlerinden dolayı yüz binlerce insan, -özellikle son 4-5 senelik süreç içerisinde- görevlerinden uzaklaştırıldılar, kızağa çekildiler, pasif görevlere atandılar ve bizim elimizde bugün, ‘Faiz düşerse enflasyon da düşer’ diye siyaseti güçlendirmeye çalışan, siyasetin arkasında duran bürokratlar kaldı. Bu işin en büyük bedeli bu” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet tarihinin en anti demokratik sürecini yaşıyoruz
Türk demokrasinin hiçbir zaman olgun bir demokrasi olduğuna inanmadığını vurgulayan Özcan, “28 Şubat’ta da Türkiye’de hukuksuzluk, adaletsizlik vardı. Bugün de var ama bana sorarsanız artık o çizgiyi geçtiğimizi, cumhuriyet tarihinin en hukuksuz, en anti demokratik sürecini yaşadığımızı düşünüyorum” dedi.
Türkiye’nin darbe dönemleri hariç en fazla kutuplaştığı dönemden geçtiğine işaret eden Gelecek Partisi Sözcüsü, “Bugün müzakerenin ortadan kalkmış olması, toplumun farklı kesimlerinin birbirini farklı düşünceleri savunan insanlar değil de düşmanlar gibi görüyor olması son derece tehlikeli şeyler. Türkiye gündemini de kaplayan korku bu ve bu temelsiz bir korku değil” diye konuştu.