Halk TV’de Özlem Gürses’in hazırlayıp sunduğu Perdenin Önü Arkası programında gazeteciler İsmail Saymaz, İpek Özbey ve Hakan Çelenk’in sorularını yanıtlayan Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, Merkez Bankası’nın faiz indirim kararı ve kurdaki artış başta olmak üzere gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.
Bu ülke Merkez Bankası Başkanı’nın terörle mücadeleden bahsettiğini gördü
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görevde olduğu sürece koltuğu en sağlam insanlardan birisi olduğunu söyleyen Özcan, “Sayın başkan bir televizyon programına çıktı. Beş on dakikalık hiçbir tarafından doğru olmayan analizler yaptı. Daha sonrasında SİHA’dan, İHA’dan bahsetti. Bu ülke bağımsız Türkiye Cumhuriyet -cumhuriyeti değil, cumhuriyet- Merkez Bankası Başkanı’nın televizyona çıkıp İHA’dan, SİHA’dan, terörle mücadeleden bahsettiğini gördü. Bir hayal edin; Amerika’da Jeremy Powell televizyona çıkıyor. FED Başkanı. F35 projesinden bahsediyor” ifadelerini kullandı.
İnsan kendine bu zulmü yapmaz
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın, ekonomideki gelişmeler karşısında sessiz kalmasını eleştiren Özcan, “Kendine insan bu zulmü yapmaz” dedi.
Milletvekillerine, bakanlara ve bürokratlara da seslenen Serkan Özcan, “Hiç kimsenin sizi tehdit ettiği yok. Ülkenin durumunu bilecek kadar donanımınız, bilginiz var. Sizden beş tane, on tane yürekli insan çıkar ‘Ya bu devran böyle gitmez’ derse, Bu ülke yarın bugünden daha iyi bir yer olur. Elinizi vicdanınıza koyun. Sokakta ucuz ekmek sırası bekleyen, ayçiçek yağı sırası bekleyen, soğan – patates yardımına muhtaç insanlardan utanın. İnsani olarak üzerinize düşen görevi yerine getirin. Ülkeye çok büyük zarar veriyorsunuz” uyarısında bulundu.
O gıdım gıdım gelen dövizi bile bulamazsınız
Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü, Türkiye’yi ‘kara para aklama’ ve ‘terörizmin finansmanı’ ile mücadele konusunda ‘yeterince çaba göstermeyen’ ülkelerin bulunduğu ‘gri liste’ye alması hususunda düşüncelerini aktaran Özcan, iktidarın kendi hatalarını perdelemek için “Dış mihraklar bize kumpas kuruyorlar” argümanına sığınmasını eleştirdi. İktidarın dini ve kutsal değerler üzerinden de bu yola başvurduğunu belirten Özcan, bunun son derece riskli olduğunu belirtti.
Hesap verebilirliğin ve şeffaflığın önemine vurgu yapan Gelecek Partisi Sözcüsü, “Sen bu ortayı yaparsan birileri de senle ilgili kötü hayalleri, fikirleri, düşmanlıkları varsa bunları alıp aynı gün ortaya getirebilirler” diye konuştu.
Türkiye’nin 446 milyar dolar dış borcu, 157 milyar dolar Kamu Özel İşbirliği kaynaklı taahhüdü olduğunu ve her yıl da 20-25 milyar dolar civarında cari açık verdiğini hatırlatan Serkan Özcan, “Bu kadar dövize muhtaç olan ve bu kadar döviz fukarası olan bir ülkede yabancı sermaye zaten yaptığınız saçma sapan politikalar nedeniyle buradan kaçmış gitmiş, bir de üstüne böyle gri listelere girer, kamu bankalarınız ABD’de dolandırıcılık, kara para aklama, İran ambargosunu delme gibi suçlamalarla yargılanır hale gelirse Allah muhafaza o gıdım gıdım gelen dövizi bile bulamamaya başlarsınız” değerlendirmesini yaptı.
Körfez sermayesi hikayesi
“Körfez sermayesi bizi kurtaracak, Çin sermayesi bizi kurtaracak, Rus sermayesi biz kurtaracak… Kendilerine hayırları varsa önce kendileriyle ilgilensinler” diyen Özcan, bu gibi dedikoduların önce kulislere yayıldığını fakat bir gerçekliği olmadığını belirtti.
Siz niye benimle ilgili böyle konuşuyorsunuz diyemezsin
“Sen bu ülkede terörist dediğin gazeteciyi helikoptere bindirip Almanya’ya gönderirsen, ajan dediğin rahibi uçağa bindirip, Amerikan Başkanıyla konuştuk aramızda deyip gönderirsen, iktidarın küçük ortağı MHP Genel Başkanı ‘Anayasa Mahkemesi kendini feshetmelidir, başkanı da istifa etmelidir’ derse, sen Avrupa Konseyi’ne üye olduğun halde, onların kararını tanımazsan -Kavala kararında olduğu gibi- ondan sonra ‘bende hak, hukuk, yargı var. Siz niye benimle ilgili böyle konuşuyorsunuz’ diyemezsin. Sen ülkede bu işi, bu yargıyı bu hale getirmemiş olsan, yüz binlerce insanı KHK nedeniyle süründürmemiş olsan, dördünce evre kanser olan bir kadını elinde kelepçe hastane hastane gezdirmesen, sen hakkı hukuku tahsis etsen, o zaman vatandaşların hepsi ‘hadi sen de’ derdi o büyükelçilere ama insanlar ‘onurumuz kırıldı’ diyorlar sadece.