12.4 C
İstanbul
Salı, Aralık 10, 2024

HAKLININ TARAFINDA

Davutoğlu’ndan SADAT açıklaması

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Kısa Dalga programında Beril Eski'nin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, SADAT yapılanmasına ilişkin "Herhangi bir faaliyetlerine gizliden-açıktan izin vermem de söz konusu değil. Dolayısıyla orada bir yapılanma, bunu bir paralel yapılanma gibi telakki ederseniz, böyle bir şey asla izin vermem, vermedim" açıklamasında bulundu

Beril Eski’nin sunduğu Kısa Dalga programında gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, kamuoyunda SADAT adıyla bilinen ve hakkında paramiliter bir yapılanma olduğuna ilişkin iddialarla gündeme gelen dernekle ilgili olarak kendi döneminde herhangi bir faaliyetlerine izin vermediğini söyledi.

Gelecek Partisi lideri, “SADAT, ordudan ayrılmak zorunda kalanların kurdukları bir dernek gibi ortaya çıktı. Ama sonrasındaki yapılanmayla ilgili benim herhangi bir yerde onlarla herhangi bir temasım olmadığı gibi, herhangi bir faaliyetlerine gizliden-açıktan izin vermem de söz konusu değil. Dolayısıyla orada bir yapılanma, bunu bir paralel yapılanma gibi telakki ederseniz, böyle bir şey asla izin vermem, vermedim. Benden sonra ne olduğunu bilemem ama benim dönemde böyle bir şey söz konusu değil” diye konuştu.

Davutoğlu’nun açıklamalarından diğer öne çıkanlar şöyle:

Türkiye halkı böylesine bir fakirleşmeyi kabul edebilir mi? Böylesine bir otorite rejimi kabul edebilir mi?

“Bu Türkiye’yi tanımamaktır. Ben 1983 yılında ilk kez Pekin’e gittiğimde sokaklar sadece bisikletlerden ibaretti. Toplu taşıma gibi birkaç araba dışında, pek araç yoktu Pekin’de. O şartlardan Çin, yavaş yavaş, ucuz emekle birlikte, yavaş yavaş hayat standardını yükselterek aslında yoksulluğu aştı. Aşmaya çalıştı. Yoksulluğa karşı mücadelede belli mesafe aldı. Ve bir buçuk milyarlık bir ülkeden bahsediyoruz. Türkiye ise daha 1983 yılında, ben o zaman gittiğimde veya 1990’lı yıllarda neredeyse Avrupa standartlarına yakın bir hayat tarzını sağlamış bir ülke olarak, sonunda da 10 bin dolara kadar kişi başına düşen milli geliri elde ettikten sonra yoksullaşan bir ülke. Çin, neredeyse ekmek bulamayacak kadar fakir, yoksul bir halkı yavaş yavaş emek gücü olarak kullanıp bir noktaya ulaştı. Biz ise neredeyse bu son söylenenlerle orta sınıfı -ta Özal döneminde orta direk denilen- orta sınıfı yok ederek, yoksullaştırarak bu modele gitmeye çalışıyoruz. Bu mümkün değil. Çin hiçbir demokrasinin olmadığı, Mao Kültür Devrimi’nden kalan otoriter bir yapıyla bunu yürüttü. Türkiye’de böyle bir otoriter yapı kurabilir misiniz? Kursanız bu halk, 200 yıldır -ilk seçim, muhtarlık seçimleri 1800’lerin başlarında yapıldı- o günden bugüne demokrasiye alışmış bir halk, böylesine bir fakirleşmeyi kabul edebilir mi? Böylesine bir otorite rejimi kabul edebilir mi?”

2022 baharından itibaren bir seçim kaçınılmaz hale gelecektir

“Bu şartlarda, dünyanın neresinde olursa olsun, özellikle demokratik ülkelerde, bir ülkenin  milli parası bir yılda yüzde 30’a yakın değer kaybetmişse, yüzde 40’a doğru da kaybetme trendi içindeyken, asgari ücret, -2016’da bıraktığımda 450 dolardı- 200 doların neredeyse altına inmeye başlamışsa, insanların günlük ihtiyaçlarını karşılayacak bir durumu söz konusu değilse erken seçim kaçınılmazdır” diyen Davutoğlu, “2022 baharından itibaren bir seçim kaçınılmaz hale gelecektir.”

Diğer Haberler

CEVAP VER

Yorum Yazabilirsiniz.
İsmini yazın

Sosyal Medya

0BeğenenlerBeğen
894TakipçiTakip
0AboneAbone
- Reklam -spot_img

Son Haberler