TELE 1’de Gündem Özel programında ülke gündemine dair görüşlerini getiren Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, AK Partililerin de, MHP’lilerin de ittifaktan rahatsız olduğu yorumunda bulundu. MHP’lilerin “İktidar onlar ama bedelini biz ödüyoruz” şeklinde serzenişte bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, “Tabanda böyle bir kaynama var” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Doğu ve Güneydoğu’daki seçmene, MHP’ye rağmen mesaj vermeye çalıştığına dikkat çeken Davutoğlu, Bahçeli’nin partisine sokağa inme talimatını verdiğini de hatırlatarak, MHP’li siyasetçilerin sokağa inemeyeceği görüşünü savundu.
Bahçeli, Cumhur İttifakı ile AK Parti arasında bir ayrım yaptı
MHP lideri Bahçeli’nin Cumhur İttifakı ile AK Parti arasında ilk kez bir ayrım yaptığına işaret eden Davutoğlu, “Şunu dedi AK Partililere: Siz kendi kaderinizin sorumlususunuz. Bu iktidar AK Parti iktidarıdır. Cumhur İttifakı ise bir seçim ittifakıdır. Bu aslında o kadar ağır bir ifade ki; fiilen cumhur ittifakının bittiğini söylemektir” diye konuştu.
Bahçeli bu işi çoktan bitirirdi
“Bahçeli bu işi çoktan bitirirdi de, kendisinin tek başına barajı aşma şansı yok. Başka bir partiyle de ittifak etme şansı yok” yorumunda bulunan Gelecek Partisi lideri, “Yüreğim yanarak söylüyorum. İnşallah olmaz ama önümüzdeki birkaç ay içinde enflasyon TÜİK rakamlarında bile tüketici enflasyonu yüzde 30-40 bandına çıkar. Yaza doğru daha da yükselir. Dolar da 1-2 ay içinde 11’i de geçer. Şimdi böyle bir vahim tablonun yükünü niye taşımak istesin Bahçeli. Bu sefer de başlayacak bu iktidarın politikalarını ve bürokratlarını eleştirmeye” dedi.
Albayrak ve Bahçeli hatırlatması
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Berat Albayrak’ın arkasında kim durdu? Bahçeli durdu. Süleyman Soylu’nun arkasında kim durdu? Bahçeli durdu. Ki, bugün bakan olarak devam etme ihtimali olan herkes biliyor ki, Erdoğan’a yaranmak kadar Bahçeli tarafından beğenilmek önem taşıyor. E bu kadar sen iktidarın içindesin ama geliyorsun benim yerim muhalefet diyorsun. Bu lüks kimseye verilmez demokrasilerde. Böyle bir lüks, böyle bir konfor kimseye verilmez. Bir müddet sonra bu konfor da verilemeyeceği için, Bahçeli diyecek ki; ben bu işte yokum. Seçime giderken de bütün bu elindeki kozlarla Erdoğan ile yeni bir pazarlığa oturacak ve ondan sonra ya Türkiye’yi seçime götürecek adımı atabilir. 2001’de rahmetli Ecevit ile neredeyse son nefese kadar, kader birliği havası içinde davrandıktan sonra 2002’de seçime gitme kararı almasının sebepleri neyse bugün de aynı sebepler oluşacak gibi görünüyor.”